Eski Mısır’dan, Uzakdoğu’ya , Kızılderili’lerden Afrika Yerlileri’ne veya Mezopotamya kültürüne baktığımızda ruhsal rahatsızlıklara yaklaşımlar kültürden kültüre farklılık göstermektedir. Elle tutulup gözle görülemeyen ruhsal hastalıklarda bireyin toplum tarafından etiketlenmiş, dışlanmış, içine cadı kaçtığı düşünülerek yakılması ve öldürülmesi noktasına varacak uygulamalar ortaya koymuşlardır. İnsanlık tarihi kadar eski olan insanın ruhsal problemlerine çözüm bulma çabalarının geldiği noktada bilimsel verilerle incelenen psikoterapi tarihine göz atalım.
Modern anlamda psikoterapinin başlangıcı S.Freud ile olmuştur. Klasik psikanalizin kurucusu Freud’a göre psikolojik rahatsızlıklar, çözülmemiş ve bilinçdışında bastırılmış çatışmalardan meydana gelmektedir. Bir psikoterapi tekniği olarak psikanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır.
Psikoloji bilimi ile insanın ruhsal yapısının gelişimi, düşünceleri, davranışları, duyguları ve bunların her biriyle etkileşim içerisinde oluşan fizyolojik tepkilerini anlamaya çalışmıştır. Önce Davranışçı terapi ortaya atılmış, hayvan deneyleri ile bilimsel çalışmalar yapılmış ardından bireylerin öğrenme yaşantılarıyla ilgili farklı bakış açılarını kapsayan çeşitli modeller kullanılmıştır. Davranışçı terapinin mekanikliği eleştiri alınca Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ortaya çıkmış, insanın sadece davranışları değil, zihinsel süreci de dikkate alınmıştır. Günümüzde halen yaygın olarak kullanılan BDT yönteminin yapılandırılmış görüşmelerden oluşması, bireye özgü değil, tanıya dayalı oluşu, hastaların farklılıklarına duyarsız oluşu nedeniyle 3. Nesil psikoterapiler ortaya çıkmıştır. Farkındalık temelli bu terapilerden olan Kabul – Kararlılık Terapisinde kişinin kendi içsel yaşantılarına dair bir farkındalık geliştirmesi hedeflenmektedir. Bireyin geçmiş yaşantısı, değerleri dikkate alınarak düzenlenen her seansta kişinin davranışları irdelenir, kendine yönelik iç görü geliştirmesi sağlanır. Her bireyin hayatının kendi pusulasına uygun yönde ilerlemesi amaçlanır.
Günlük hayatın koşturmasında pusulamızı şaşırabilir, temel yaşam amacımızı, bizim için önemli olanları gözden kaçırabiliriz. Farkındalık temelli terapilerle süreğen bir farkındalık hali sağlanır. Siz tek bir yaşam alanındaki sorun ile şikayetinizi çözmeye çalışırken terapi ile farkındalığın artmasıyla birden fazla yaşam alanında iyileşme sağlanır.