İdeal Bir Fizik Dayatması ve Sosyal Medya Kıskacında 21.yy Kadını Olmak

1950’li yıllarda oyuncak bebekler; çocukların bez kopyaları olarak üretilmekteydi.

Ancak BARBIE bebekler ile oyuncak dünyasında bir devrim gerçekleşti.

Ruth, kızı Barbara’nın evde bebekleriyle oynarken, bebeklere yetişkin rolleri verdiğini fark etti. Yetişkin vücuduna sahip plastik bebeklerin çocuklar tarafından ilgi ile karşılanacağını düşündü. Kızından esinlenerek Barbie ismini verdiği bebekleri 1959 yılında piyasaya sürdü. Tahmin ettiği gibi bu bebekler, çocuklar tarafından çok sevildi. Bunun üzerine Ruth, hemen ardından oğlu Ken’in adını verdiği erkek modelini ve ‘Barbie dünyası’nın diğer üyelerini çıkardı.

Barbie, hakkındaki birçok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Bunlar ebeveynleri rahatsız eden ve dikkat çekecek kadar görünür olan göğüsleri ve gerçek insan vücuduna göre oldukça orantısız olan ancak genç kızların yine de benzemek için çaba harcadığı belinin inceliği oldu.

Bugün Barbie bebekler 60 yaşında ve formundan bir şey kaybetmedi. Bu subliminal mesaj çocukluktan itibaren ağırlıklı olarak kadın cinsiyeti etkilemiştir. Hep aynı, genç, fit ve ideal vücut ölçülerine sahip kadın görünümü özendirilmiştir.

Ülkemizde 1980’lerde başlayan bu akım ile Barbie neredeyse her çocuğun odasına girmeyi başardı. O andan itibaren çocuklar oyunlarını ideal bir fiziksel görünüm dayatması ile oynadılar.

Bu kuşağın bir diğer dezavantajı onlar büyüdükçe teknoloji de hızla büyüdü ve gelişti. Telefon, bilgisayar, internet, cep telefonu, akıllı telefon derken SOSYAL MEDYA gelip hayatımızın ortasına yerleşti. Kimi yaşamlar sosyal medya gölgesinde sürer hale geldi. Hayatlarının her anı paylaşıldı. Anı paylaşmak için anı üretilir oldu. En ilgi çekici pozları paylaşabilmek için yaşamlarını yitirenler oldu.

Bunlar uç örnekler belki. Ancak sosyal medyanın daha yaygın kullanımına bakacak olursak; paylaşım yapmak, “like” almak, takip edilmek, beğenilmek, takdir görmek, diğerleri tarafından onaylanmak şeklinde olduğunu görürüz.

21.yüzyılda ideal fizik dayatması ve sosyal medyanın baskısı altında en çok kadınlar ezilmektedir.

Tüm bunlara bağlı karşılaştığımız tablolar; yeme bozuklukları, (anoreksiya) mide ameliyatları, tıpkı Barbie gibi yaşlanmadan yaş alabilmek ve yıllara meydan okuyabilmek için bir dolu estetik işlem… Buradan estetik müdahalelere karşı olduğum düşünülmesin. Pek tabi özbakımlı olmak, güzellik ve sağlık değerlerimiz doğrultusunda bu tarz davranışlarda bulunabiliriz.

Değinmek istediğim nokta; diğerleri tarafından beğenilmek, takdir görmek, onay almak için yaptığımız değişim ve paylaşımlar.

Tüm bu dayatmalara boyun eğmeden diğerlerinin gözünden değerimize paha biçmektense, kendi değerimizi bilmeliyiz

Diğerleri bizi takdir etmediğinde bu bizim takdire şayan olmadığımız anlamına mi gelir!..

Biz kendimizi ne kadar sıklıkla takdir edip onaylıyoruz?

Gönder
Merhaba Randevu Almak İstiyorum.
Merhaba Randevu Almak İstiyorum.